© 2005-2007; metnin ve fotografin her hakki saklidir. Izin alinmadan Lezize ve yan bloglari disinda hiç bir yerde hiç bir bahaneyle kullanilamaz.



Son bir kaç etkinliğe bazı aksilikler (unutkanlık, iş-güç, mutfağa girmek istememek vb.) yüzünden katılamamıştık, ama bu etkinliğin konusu karşı konulur gibi değil... Üstelik yapıldığında ziyan olması gibi bir sorun yok; kim kek sevmez ki? Çocukken okuldan 16:00 civarı eve dönerdik ve annem mutlaka sıcak bir kek veya poğaça veya ikisini birden yapmış çay koymuş olurdu, tabii televizyonun önüne serilmiş bir sofra bezinin üzerinde, malum çizgi film zamanı!!! Kardeşimle elimizi yüzümüzü yıkayıp beş çayımızla sıcak kekimizi yiyip artık TRT'nin çizgi film kuşağını seyrederdik büyüyünce öğrendikki aslında o çizgi filmlerin hepsi Japon ürünü anime denilen harika şeylermiş, böylece hala bir dilim sıcak kekimle internetten indirip seyrediyorum... Körfez Savaşı çıktığı zaman çizgi film kuşağı kaldırılmıştı ve bir çocuk olarak en sinir olduğum noktası buydu savaşın, her gün ümitle açıp bakardım ama çizgi film kuşağı yerine yine haberler vardı veya bir çevirmen savaşla ilgili gelişmeleri verirdi...

Ve yaş 13... ilk kek denemem... Kaçınılmaz olarak hüsran.. Her zaman kakaolu şeyleri daha fazla sevdiğim için kakaolu bir kek yapmaya karar verdim annem ise doğal olarak evde yoktu. Bir kaç gün önce o kek yaparken ayrıntılı bir şekilde tarifi almıştım. Yumurtaları şekerle çırptım, yağını ve sütünü ekledim, ununu ve kakaosunu ekledim, tepsiye döküp fırına verdim, ardından (hala yapmayı çok severim) fırının karşısına oturup seyretmeye başladım. Bu kek neden kabarmıyor diye düşünürken beynimde çakan bir flashback ile karbonatı koymadığımı hatırladım ve anında gözlerim dolmaya başladı. O zaman kabartma tozları pek yaygın değildi sanırım çünkü annem bir çay kaşığı karbonata limon sıkıp ekliyordu diye hatırlıyorum belki tarifi öyleydi her neyse sonuç olarak kek kabarmadı sakız gibi bir şey olarak fırından çıktı annem eve geldi azar faslı vs. Eh bir kaç sene daha mutfaktan uzak durdum o kek ve unutulan karbonat yüzünden..

Aklımdan çıkmayan hüsranla biten yemeklerimden ilki budur ikincisi ilk profiterolüm üçüncüsü ise gnocchi denemem (bu arada yakın bir zamanda profiterol yapıp ayrıntılı fotoğraflarla bloga eklemeyi düşünüyorum ve profiterol hüsranımı da o zaman anlatırım).

Bu kadar gevezelikten sonra kekimize geçelim; Tarif Williams-Sonoma Mutfağı'ndan... Bu kekin sıcak değil de soğuk yenilmesi tavsiye ediliyor. Aşure gecesi Sahra'lara uğramıştık giderken de bu keki yapıp götürmüştüm. Hoş bir cevizli tarçınlı kek..

Malzemeler;

Frambuaz, muz veya süslemek için her hangi bir meyve

Hazırlanışı;

1. Fırını 350°F/180°C ısıtın. 23 cm'lik kalıbınızı tereyağıyla yağlayıp biraz un serpin ve bir kenara koyun (ben kelepçeli springform yuvarlak bir kalıp kullandım).
   
2. Bir kasede 2 yemek kaşığı şekeri, tarçını ve irice dövülmüş cevizleri iyice harmanlayın. Başka bir kasede unu, kabartma tozunu, karbonatı ve tuzu iki kere eleyin ve bu karışımları da bir kenara koyun.
   
3. Mikserle tereyağını kremsi olana kadar orta hızda çırpın. 2 su bardağı toz şekeri yavaş yavaş tereyağına ekleyin. Pürüzsüz ve açık renk olana kadar çırpın, arada kasenin kenarında kalan tereyağı şeker karışımını mikseri durdurduktan sonra spatulayla ortaya doğru itin ve 5 - 6 dakika bu şekilde çırpmaya devam edin.
   
4. Yumurtaları çırpamaya devam ederken azar azar ekleyin ve hacmi iki katı artana kadar yaklaşık 4-5 dakika çırpmaya devam edin.
   
5. Krema ve vanilyayı ekleyip 2 dakika daha çırpın.
   
6. Bir spatulayla dikkatlice un karışımını iki kademede yumurtalı karışıma ekleyin ve dikkatlice hacmi söndürmemeye çalışarak karıştırın.
   
7. Unlu karışımla yumurtalar tamamen karıştığında yağlanmış kalıba hamurun yarısını dökün ve kenarlarına doğru spatulayla yayıp düzleştirin.
   
8. Tarçınlı ceviz karışımının tamamını hamurun üzerine serpiştirin.
   
9. Kalan kek hamurunu kalıba dökün ve eğer aşağıdaki sosu keke dökmeyi düşünüyorsanız spatulayla hamuru kenarlar daha yüksek orta çukur olacak şekilde yayın.
   
10. Keki üzeri kızarana ve bir kürdan veya bıçağı sapladığınızda temiz bir şekilde çıkana kadar pişirin, yaklaşık 50-60 dakika.
    
11. Fırın telinin üzerine transfer edin ve 1 saat iyice soğumasını bekleyin.
    
    
12. Bir kasede 3 yemek kaşığı süt ve 1,5 bardak pudra şekerini çırpma teliyle pürüzsüz olana kadar çırpın, beyaz yoğun bir sos elde edeceksiniz.
    
    (Bu noktada; ben sosu kekin üzerine döktüm ve 1 saat sonra keke baktığımda sosu tamamen emmişti kalanı da kuruyup şekerlenmişti fotoğrafta da görüldüğü üzere, asıl fotoğrafı ise üzerine krema gibi duruyordu yani kurumamıştı, bu yüzden eğer ben bir hata yapmadıysam bu sos tam servis edileceği esnada dökülmeli. Benim sosum kaybolduğundan üzerine görüntüyü düzeltmek için pudra şekeri serpmek zorunda kaldım.)
    
    
13. Servis yapmadan önce sosu bir kez daha çırpıp kekin hafif çukur olan ortasına dökün hafif kenarlarından akmasına izin verin ve istediğiniz meyveyle süsleyip servis yapın.

NOT: Bu tarifte geçen kek unu, marketlerde satılan kekun karışımlarından değil çünkü ayrı olarak 2 bardak şeker var. Aslında normal un kullanıcaktım ama internette biraz araştırdıktan sonra kek unun yerine kullanılabilecek bir kaç seçenek buldum, yukarıdaki linkten bunlara ulaşabilirsiniz.